İnsan bedenindeki mucizevi, nasıl çalıştığına akıl sır ermez organlardan biri de böbreklerdir. İşaret parmağı büyüklüğünde, fasulye tanesine benzeyen böbrekler karmaşık yapılı bir çöp toplayıcısıdır. Her gün 200 litreye yakın kan içlerinden geçerek işlem görür. 2 litre su ve zararlı maddeyi kandan süzer ve idrar halinde dışarı atarlar. Bir tanesi vücudun tüm ihtiyacını karşılayabilir. Her ikisi de çalışmazsa vücut anında kendi kendini zehirler.
Kandan ayrılan su böbreklerdeki çok ince kılcal boruların içinde yavaş yavaş akarken, böbrek bu sudaki yararlı tuzları ve glikoz gibi kimyasal maddeleri emerek yeniden kan dolaşımına verir. Her gün yaklaşık 170-200 litre su süzülerek kılcal borulardan geçerken suyun büyük bir bölümü geri emildiğinden, sadece 1,5-2 litre kadar bir kısmı idrar olur. Boru ve kanalları tıkayarak bu düzeni aksatan en önemli şey, başta kalsiyum olmak üzere, çeşitli minerallerin çökelip sertleşmesiyle oluşan böbrek taşlarıdır. Böbrek taşı oluşumuna yol açan başlıca maddeler ürat, oksalat ve kalsiyum fosfat gibi bileşiklerdir.
Böbrek taşı böbrekte kalabilir veya parçalanarak idrar yollarında seyahat edebilir. Küçük taşlar bütün idrar yollarından, hiç zarar vermeden geçip dışarı çıkabilir. Büyükler ise idrar kanalım, idrar torbası veya yolunu tıkayabilir. Sorun taşın idrarın geçişine mani olması ve büyük bir acı vermesiyle kendini belli eder. Sol böbrekte oluşan taşlar bulantıya ve kusmaya neden olabilirler. Taş mesaneye doğru hareket ettikçe ağrı da kasıklara doğru iner.
Bazen idrarda kan görülür ve idrar boşaltılırken yanma hissi duyulur. Sık idrara çıkma ihtiyacı da böbrek taşı belirtilerindendir. 5 milimetreden küçük taşlar daha büyüklerine oranla, bulundukları yere bağlı olmaksızın 40 kat daha fazla geçip gitme şansına sahiptir. Mesaneye yakın olanların yüzde 45’i, böbreğe yakın olanların yüzde 12’si dışarı atılabilir.
Beş çeşit böbrek taşı vardır. “Kalsiyum oksalat” ve “kalsiyum fosfat” taşları en sık görülen taşlardır; tüm taşların yüzde 80’ini oluştururlar. “Strüvit” taşlan yaratanlar amonyum, magnezyum ve fosfat tuzları olup genellikle kadınlarda idrar yolu enfeksiyonu sonucu ortaya çıkarlar. “Ürik asit” taşları ürik asidin vücutta birikmesi sonucu meydana gelen gut hastalığı olanlarda görülür. “Sistin” taşlan proteinlerde bulunan bir amino asidin, yani sistinin böbreklerde birikmesi ile oluşur. Bazı taşlar bütün bu maddelerin birleşmesinden de oluşabilir. Böbrek taşlarının safra kesesi taşlarıyla bir ilişkisi yoktur. İki ayrı sistemden kaynaklanırlar ve yapıları farklıdır. Birinin görülmüş olması diğerinin de görülme olasılığını arttırmaz.
Böbrek taşlarının tedavisinde, ilaçla eritmek, ultrason dalgalarla parçalamak ya da ameliyatla almak gibi çeşitli yollar vardır. Ameliyatla almanın da taşın bulunduğu yere göre endeskopik cerrahi, perkütan cerrahi, açık cerrahi gibi değişik uygulamaları vardır. Böbrek taşlan 20-50 yaşlarında ve erkeklerde daha çok görülüyor, însanların yaklaşık yüzde 3’ü bir şekilde böbrek taşı ağrısıyla tanışıyor. Bir kere taş oluşan kişide daha sonra yeniden taş oluşma olasılığı diğerlerine göre daha fazla oluyor.
Çok çeşitli renk, şekil, boyut ve yapıda böbrek taşı vardır. Renk taşın kompozisyonuna bağlıdır. Çoğu sarı ve kahverengidir ama altın rengi veya siyah olanları da vardır. Şekli yuvarlak, çentikli, pütürlü veya çatallı olabilir. Boyutu kum tanesinden çakıl taşına hatta golf topuna kadar değişir.
Bazı gıdaların doğrudan taş oluşumunu arttırdığı veya iyi yıkanmadan yenilen gıdalarda kalan toprağın taş yapacağı gibi inanışlar doğru değildir. Böbreklerde taş oluşmasının sebebi tam ve kesin olarak hâlâ bilinmemektedir. Yalnız ailede taş olmasının, idrar yollan enfeksiyonunun, bazı böbrek hastalıklarının, aşırı D-vitamini ve kalsiyum içeren ilaçlar alınmasının ve gut hastalığının taş oluşmasını kolaylaştırdığı kesindir.
“Oksalat” birçok besin maddesinde bulunur ve vücutta kalsiyumla birleşir. Bu birleşme midede veya bağırsaklarda olursa mesele yoktur, vücuttan atılır gider. Ancak oksalat buralarda birleşecek yeterli kalsiyum bulamazsa kan yoluyla böbreklere giderek, orada bulabileceği kalsiyumla birleşip taş oluşturabilir. Oksalat en çok çay, fındık, fıstık, çikolata, pancar ve ıspanakta bulunur.
Böbrek taşlarının oluşumunu önlemek için bol su içilmesi, çok sık yemek yenilmemesi, tuzun, kırmızı et ve yağ tüketiminin azaltılması, fazla C-vitamini kullanılmaması ve kalsiyum tüketiminin kontrol altına alınması tavsiye ediliyor. Böbrek taşları genellikle kalsiyumdan oluşur ama kalsiyum alimim fazla düşürmek de vücutta başka sorunlar yaratabilir.
Kandan ayrılan su böbreklerdeki çok ince kılcal boruların içinde yavaş yavaş akarken, böbrek bu sudaki yararlı tuzları ve glikoz gibi kimyasal maddeleri emerek yeniden kan dolaşımına verir. Her gün yaklaşık 170-200 litre su süzülerek kılcal borulardan geçerken suyun büyük bir bölümü geri emildiğinden, sadece 1,5-2 litre kadar bir kısmı idrar olur. Boru ve kanalları tıkayarak bu düzeni aksatan en önemli şey, başta kalsiyum olmak üzere, çeşitli minerallerin çökelip sertleşmesiyle oluşan böbrek taşlarıdır. Böbrek taşı oluşumuna yol açan başlıca maddeler ürat, oksalat ve kalsiyum fosfat gibi bileşiklerdir.
Böbrek taşı böbrekte kalabilir veya parçalanarak idrar yollarında seyahat edebilir. Küçük taşlar bütün idrar yollarından, hiç zarar vermeden geçip dışarı çıkabilir. Büyükler ise idrar kanalım, idrar torbası veya yolunu tıkayabilir. Sorun taşın idrarın geçişine mani olması ve büyük bir acı vermesiyle kendini belli eder. Sol böbrekte oluşan taşlar bulantıya ve kusmaya neden olabilirler. Taş mesaneye doğru hareket ettikçe ağrı da kasıklara doğru iner.
Bazen idrarda kan görülür ve idrar boşaltılırken yanma hissi duyulur. Sık idrara çıkma ihtiyacı da böbrek taşı belirtilerindendir. 5 milimetreden küçük taşlar daha büyüklerine oranla, bulundukları yere bağlı olmaksızın 40 kat daha fazla geçip gitme şansına sahiptir. Mesaneye yakın olanların yüzde 45’i, böbreğe yakın olanların yüzde 12’si dışarı atılabilir.
Beş çeşit böbrek taşı vardır. “Kalsiyum oksalat” ve “kalsiyum fosfat” taşları en sık görülen taşlardır; tüm taşların yüzde 80’ini oluştururlar. “Strüvit” taşlan yaratanlar amonyum, magnezyum ve fosfat tuzları olup genellikle kadınlarda idrar yolu enfeksiyonu sonucu ortaya çıkarlar. “Ürik asit” taşları ürik asidin vücutta birikmesi sonucu meydana gelen gut hastalığı olanlarda görülür. “Sistin” taşlan proteinlerde bulunan bir amino asidin, yani sistinin böbreklerde birikmesi ile oluşur. Bazı taşlar bütün bu maddelerin birleşmesinden de oluşabilir. Böbrek taşlarının safra kesesi taşlarıyla bir ilişkisi yoktur. İki ayrı sistemden kaynaklanırlar ve yapıları farklıdır. Birinin görülmüş olması diğerinin de görülme olasılığını arttırmaz.
Böbrek taşlarının tedavisinde, ilaçla eritmek, ultrason dalgalarla parçalamak ya da ameliyatla almak gibi çeşitli yollar vardır. Ameliyatla almanın da taşın bulunduğu yere göre endeskopik cerrahi, perkütan cerrahi, açık cerrahi gibi değişik uygulamaları vardır. Böbrek taşlan 20-50 yaşlarında ve erkeklerde daha çok görülüyor, însanların yaklaşık yüzde 3’ü bir şekilde böbrek taşı ağrısıyla tanışıyor. Bir kere taş oluşan kişide daha sonra yeniden taş oluşma olasılığı diğerlerine göre daha fazla oluyor.
Çok çeşitli renk, şekil, boyut ve yapıda böbrek taşı vardır. Renk taşın kompozisyonuna bağlıdır. Çoğu sarı ve kahverengidir ama altın rengi veya siyah olanları da vardır. Şekli yuvarlak, çentikli, pütürlü veya çatallı olabilir. Boyutu kum tanesinden çakıl taşına hatta golf topuna kadar değişir.
Bazı gıdaların doğrudan taş oluşumunu arttırdığı veya iyi yıkanmadan yenilen gıdalarda kalan toprağın taş yapacağı gibi inanışlar doğru değildir. Böbreklerde taş oluşmasının sebebi tam ve kesin olarak hâlâ bilinmemektedir. Yalnız ailede taş olmasının, idrar yollan enfeksiyonunun, bazı böbrek hastalıklarının, aşırı D-vitamini ve kalsiyum içeren ilaçlar alınmasının ve gut hastalığının taş oluşmasını kolaylaştırdığı kesindir.
“Oksalat” birçok besin maddesinde bulunur ve vücutta kalsiyumla birleşir. Bu birleşme midede veya bağırsaklarda olursa mesele yoktur, vücuttan atılır gider. Ancak oksalat buralarda birleşecek yeterli kalsiyum bulamazsa kan yoluyla böbreklere giderek, orada bulabileceği kalsiyumla birleşip taş oluşturabilir. Oksalat en çok çay, fındık, fıstık, çikolata, pancar ve ıspanakta bulunur.
Böbrek taşlarının oluşumunu önlemek için bol su içilmesi, çok sık yemek yenilmemesi, tuzun, kırmızı et ve yağ tüketiminin azaltılması, fazla C-vitamini kullanılmaması ve kalsiyum tüketiminin kontrol altına alınması tavsiye ediliyor. Böbrek taşları genellikle kalsiyumdan oluşur ama kalsiyum alimim fazla düşürmek de vücutta başka sorunlar yaratabilir.